KAPSAMI NEDİR?

Arabuluculuk Türkiye’de yeni bir kavramdır. Dünya’nın pek çok ülkesinde uzun zamandır uygulanan “Arabuluculuk Sistemi”, Türk Hukuk Sistemi’ne 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” ile girmiştir.

Arabuluculuk, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava şartı haline gelmiştir.

7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A-1 maddesi uyarınca; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” denilmekle, arabuluculuk artık bu davalar yönünden de hukukumuzda zorunlu dava şartı haline gelmiştir.

Arabuluculuk, tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Başka bir deyişle; kamu düzenine ilişkin olmayan ve cebri icraya elverişli konularda arabuluculuk yolu tercih edilebilir. Bu kapsamda örneğin; ceza davaları, velayet davaları gibi alanlarda arabuluculuk mümkün değildir.

Arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar, özel hukukun neredeyse tamamında görülmektedir. Bunlar içinde bazıları şöyledir:

Ticari Uyuşmazlıklar

İşçi – İşveren Uyuşmazlıkları

Tüketici Uyuşmazlıkları

Kira Uyuşmazlıkları

Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıkları

Aile Uyuşmazlıkları